Seyahatler, tatiller ailelerin anılar biriktirdiği, yıllarca hatırladığı şahane zamanlardır. Ama bu şahane zamanlar tatilde yemekleri reddeden, beslenmek istemeyen, bütün gün aç gezen bir çocukla kısa sürede kabusa dönebilir. Hele bir de her şey dahil bir tatil yapıyorsanız ve her baktığınız yerde yiyecekler varsa stresinizi kontrol etmekte zorlanabilirsiniz. Aslında çocukların hemen hepsi özellikle de hayatlarının ilk 3 yılında olan çocuklar evleri dışındaki bir ortama gittiklerinde yemek yemeyi keserler yada oldukça azaltırlar. Bu durum yaşı daha büyük olan çocuklar için de geçerli.

Neden mi? Hadi gelin tüm etkenleri tek tek masaya yatıralım...

HER ŞEYİN BAŞLADIĞI YER: YORUCU YOLCULUKLAR ÇOCUKLARI YEMEKLERDEN UZAKLAŞTIRIR

Söze her şeyin başladığı yerden yolculuk anından başlamak önemli. Karayoluyla uzun süren bir yolculuk yaptıysanız muhtemelen çocuğunuz tatil beldesine vardığınızda yemek yemek istemeyecektir. Seyahat sırasında uzun süre oturmak, hareketin kısıtlanması, beslenme ve uyku düzeninin değişmesi çocukların yemek yemesini zorlaştırır. Aslında bu hepimiz için geçerli. Bütün gece oturarak seyahat ettikten sonra hepimiz önce biraz dinlenmeyi sonra da yemek yemeyi isteriz. Çocuklar için de durum aynı. Uzun yolculuk süresinden sonra çocuğunuza zaman tanıyın. Evdeki rutinin korumaya çalışmak yerine ihtiyaçlarına odaklanın. Önce hareket etmek istemesini yada uyumak istemesini normal karşılayın. Burada bir noktanın altını çizmek isterim. Uzun süreli yolculuklar çocukların mide-bağırsak sistemlerini etkiler, kaka ve gaz sorunlarını tetikler. Sadece bu bile beslenmenin gerçekleşmemesi için geçerli bir nedendir. Bırakın çocuğunuz ne istiyorsa önce onu yapsın, sonra besinleri teklif edin.

'Biz tatile uçakla geldik hocam ama yine de yemek yemiyor' diyenleriniz mutlaka olacaktır. Uçuş anı karayolu ile seyahate kıyasla daha kısa olsa da uçuş prosedürleri, evden çıkış, otele varış gibi süreleri eklediğimizde çocuklar için hala yorucu uzunlukta olabileceğini hatırlamak gerek. Uçak yolculuklarının da basınç farkları nedeniyle çocuklarda huzurluk yaratabileceğini de unutmamalı. Özellikle geniz eti, orta kulak, bademcik gibi sorunları olan çocuklarda basınç değişimlerinin acı verici ve uzun sonuçları olabileceğini bilin.

OTELE, YAZLIĞI, AİLE EVİNE GELDİK AMA BİR OH DİYEMEDİK!

Çocuklar alıştıkları ortamlardan uzaklaşıp yeni bir ortama girdiklerinde sudan çıkmış balığa dönerler. Hele ki bu yeni yer albenisi yüksek, hareketli ve kalabalık yerlerse işler çocuklar için daha da zorlaşır. Ortam değişikleri çocukların stresini yükseltir. Çünkü çevreye ve çevredekilere güven duyma ihtiyaçları artar. Bu ihtiyaç onların tüm dikkatlerini çevrelerine vermelerine neden olur. Siz tabağı önüne koyarsınız yesin diye o çevreye bakar. İnsanları ve ortamı izler. Alışık olduğu sınırların dışında ses ve davranışlar görünce huzursuzlanır. Örneğin, sessiz bir ortamda yetişen, yüksek yetişkin sesine alışık olmayan bir çocuk kalabalıktaki konuşma seslerinden huzursuzlanabilir. 

Çocuklar ortam değişiklikleri yaşadıklarında onlara kendilerini iyi hissettiren şeylerden de uzaklaşırlar. Sabah uyandığında gördüğü oyuncakları yoktur mesela artık. Alıştığı yatağı, alıştığı ortam sıcaklığı yoktur. Her gün yeniden bu kayıp hisleriyle uyanabilirler.

Tüm bu hisler beslenmeyi zorlayıcı fizyolojik ve psikolojik semptomlar yaratır. Çocukların duruma alışmaları zaman alır. Çoğu kez o zaman ihtiyacı tamamlanmadan, bizim tatilimiz biter. 

ÇOK MUTLUYUM, HEYECANLIYIM ANNE YEMEK İSTEMİYORUM!

Her çocuk stres altında olmayabilir tatilde. Ama inanın her çocuk çok heyecanlı ve aşırı mutlu olabilir. Ve çocuklar heyecanlı ve mutlu olduklarında da aynen stres altında oldukları gibi hislerle donanırlar, aşırı davranışlar sergileyebilirler. Heyecan altında da beslenme zorlanır. Çünkü hepimiz biliyoruz ki heyecanınca karnımız ağrır ve midemiz bulanır. 

OYUN, AKTİVİTE VARKEN KİM NİYE YEMEK YESİN!

Çocuklar ortamda oyun, aktivite varken yemek yemezler. Çünkü çocukların her zaman en büyük açlıkları oyunlarıyla ilgilidir. Bu nedenle tatilde çocuğunuzu oyundan koparıp yemek masasına oturtursanız o masadan aç kalkarsınız. Önce oyun, aktivite ardından gelen kaliteli açlıkla beslenmeye geçiş işleri her zaman kolaylaştırır. Hele ki oyun ve aktiviteye kaliteli ebeveyn katılımı varsa değmeyin çocukların keyfine. Bu nedenle hatırlayalım! 'Ben güneşleniyorum sen kendin oyna' demek tatilde işleri daha da zorlaştırabilir. Tatilde çocuğunuza kaliteli zaman ayırmak, dikkatinizi ona vermek gerektiğini unutmayın. Evet sizin de tatile ihtiyacınız var. Ancak tatilde olmanız çocuğunuzun ebeveynleriyle temas halinde olma ihtiyacını değiştirmez. 

UYKU MU, YEMEK Mİ?

Uyku mu yemek mi? sorusuna benim yanıtım kesinlikle 'uyku!'

Uyku hali çocukların sinir sistemini zorlar. Özellikle de kendi kendine uyumakta zorlanan erken yaş grubu çocuklarda. Uyku hali daha agresif, daha hareketli olmalarına neden olur. Bu sinir sistemi zorlanması anında çocuklar beslenmek değil uyumak isterler. Uyku içinde sakin, onları sarmalayan yetişkinlere ihtiyaç duyarlar. Eğer onları sakinleştirmeleri, uyutmaları için yanlarında olan ebeveyn yada diğer yetişkinler onu daha çok strese sokacak beslenme zorlaması uyguluyorsa ortam kısa sürede savaş alanına dönebilir. 

'Ne yapalım hocam aç mı uyusun?'  diyorsanız! Yanıtım 'evet aç uyusun' olur. Çünkü çocuklar açlıkla baş edebilirler ama uykusuzlukla edemezler. 

Bırakın uyusun. Süt yada anne sütü alımı varsa ve talep ediyorsa talebini karşılayın ve sakinleşin, sakinleştirin. Uyanınca işlerin daha kolay olduğunu göreceksiniz.

DENİZ, KUM, GÜNEŞ İYİ DE ÇOK YORGUNUM BE ANNE!

Özellikle deniz tatili yapan ailelerin çocukları beslenme zorluğu yaşayabilir. Deniz, kum, güneş iyi ama bu üçlü çocuklarda kolaylıkla karın ağrısı, hastalığa yakalanma hissi,  fiziki zorlanmalar yaratabilir. Kaka düzenlerini bozabilir, ishale eğilimli hale gelebilirler. Güneşe uzun süre maruz kalma baş ağrısı, göz ağrısını tetikleyebilir. Tüm bu ihtimaller çocuğun hasta olmasa bile kendini hasta hissetmesine ve beslenmeyi kesmesine neden olabilir.

TATİLDE BAŞLAYAN ÇOCUKLARDA YEME SORUNLARINI EVE TAŞIMAMAK İÇİN YAPMANIZ GEREKENLER

Peki çözüm için ne yapmalı?

- Yolculuk sırasıda çocuğunuz için kaliteli ve nitelikli molalar verin. Hareket etmesi için oyuna teşvik edin. Oturmanın yarattığı huzursuzluğu atması için koşmasına, zıplamasına fırsat verin. Yola çıkmadan önce güzergah boyunca çocuk dostu dinlenme tesislerini bulup, planlamanızı buna göre yapabilirsiniz.

- Yolda çocuğunuzun hafif ve basit yiyecekler yemesinin daha iyi bir alternatif olduğunu bilin. Yemek saati geldi diye yağlı, sıcak yemekler yerine daha aperatif besinleri sunun. Mümkünse ne yiyeceğine kendisinin karar vermesini sağlayın.

- Uzun süren yolculuklarda arabada atıştırmalıkların olması neredeyse bir gelenek, şölen gibidir. Yol boyu hepimiz küçük küçük bir şeyler atıştırırız. Eğer çocuğunuz da yol boyu bir şeyler atıştırıyorsa açlık hissetmeyeceğini ve normal yemekleri reddedeceğini bilin. Burada tercih size kalmış: İster yolculuğu canınız istediği gibi yapın, ister atıştırmalıkları arabaya sokmayın. Ama kararı önceden verin ve sonuçlarını bilin, sonra dert edip kendinizi suçlamayın.

- Çocuğunuzun tatilde kendini evinde gibi hissetmesi için alışık olduğu, sevdiği, favori oyuncaklarını yanınıza alın. Hatta seçimleri birlikte yapın. Özellikle uyku arkadaşı yada asla elinden bırakmadığı oyuncakları varsa mutlaka yanınızda olsun. Aynı zamanda çocukların yastık kılıflarını, alışık oldukları battaniyelerini de yanınıza alın. Böylece ortam değişse de kendine ait alanlarla durumu idare edebilir.

- Tuvalet çocuklar için önemli bir detay. Çocuğunuzu tatilde hiç alışık olmadığı yetişkin tuvaletlerini kullanmaya  zorlamayın. Düzenini tatile de taşıyın. Çünkü tuvalet korkusu kaka tutmayı, kaka tutmada besin reddini beraberinde getirir. Bu sorun çoğunlukla eve dönünce de geçmez.

Zorla yemek yedirilen çocuğun bedeninde bakın neler oluyor? Zorla yemek yedirilen çocuğun bedeninde bakın neler oluyor?

- Kalabalık otel restoranları yerine daha sakin köşeleri yemek alanı olarak seçin. Çocuğunuzu açık büfe karmaşasına sokmayın. Onlarca çeşit arasından çocuğunuz ne yiyebileceğini ayırt edemez. Bunun yerine siz kendi açık büfenizi kurun. Masanıza farklı yiyeceklerden bir düzen kurun. Masada mutlaka çocuk için tanıdık yiyecekler olsun. Örneğin, köfte, çorba, makarna, yoğurt, meyve gibi. Buradan çocuğunuzun istediklerini seçmesine yardımcı olabilirsiniz. Basit cümlelerle yönlendirmek de mümkün. Köftenin yanına makarna mı istersin çorba mı gibi. Alternatifleri daraltıp tercih yapmasına yardımcı olabilirsiniz.

- Neyi ne kadar yediğini dert etmeyin! Çocuklar açlıklarını doğdukları an bilirler ve ne kadar yediklerinde doyduklarını anlarlar. Yiyememe halinin sadece açlık-tokluk ilişkisiyle şekillenmediğini, çocuğunuzun beslenmesini zorlaştıran duygusal ve fiziksel huzursuzlukları olabileceğini hatırlayın.

- Masada mutlaka mutlu ve keyifli olun. Stres yapmayın. Yine yemeyecek diye dertlenmeyin. Siz keyifle yemeğinizi yiyin ve ona yol gösterin.

- Çocuğunuz yemek yemese bile sıva tüketiminin yeterli olduğundan emin olun. Su öncelik bunun dışında anne sütü, devam sütü, inek sütü, ayran, kefir, taze meyve suyu her ne istiyorsa sağlıklı olması koşuluyla sunun. Sırf sıvı alsın diye sağlıksız içecekleri sunmayın.

- Çocuklar yaz aylarında büyük, sıcak öğünler yerine küçük ve serin öğünler tercih ederler. Bu nedenle yemek masanızda mutlaka meyve ve kuruyemiş olsun. Çocuklar için bir avuç kuruyemiş ve bir porsiyon meyve son derece doyurucu ve yeterli bir öğündür. Bir porsiyon meyve ve kuruyemiş tüketen bir çocuk için 'yemek yemedi aç kaldı' diyemeyiz. Meyve-kuruyemiş ikilisinin son derece doyurucu ve zengin besin öğesine sahip olduklarını hatırlayın.

- 'Hasta mı oldu' diye kaygılanmadan 'hasta olma ihtimalini' hep aklınızda tutun. Tatillerde çocuklar pek çok nedenle hastalanabilir. Yanında ateş düşürücü gibi tedavi araçlarının olduğundan emin olun ve çocuğunuzu sakince gözlemleyin. 

- Tatilde başlayan yemek reddinin evde dönünce kalıcı olmasını istemiyorsanız asla çocuğunuza tatilde zorla yemek yedirmeyin. Bağırıp, stres olmayın. Çocuğunuzun yemek yemese bile keyifli bir tatil geçirmesini sağlayın. Aynı zamanda siz de tatilinizin tadını çıkarın. Gergin, stresli, öfkeli bir tatil geçirmeniz eve dönünce de işleri zorlaştıracaktır. Bu nedenle sakin kalmak çok ama çok önemli.

- Son olarak dönüş yolculuğunun ve eve gelişin yaratacağı yorgunluk, stres ve heyecanın da bir süre yemek reddi nedeni olduğunu bilin. Çocuğunuzla evinize dönünce keyif zaman geçirin. Mümkünse hafif, basit öğünler hazırlayın. Kesinlikle öğünleri çocuğunuzla birlikte hazırlayın, mutfakta eğlenin. Ve ev düzenine yavaş yavaş bir geçiş yapmanız gerektiğini unutmayın.

Herkese iyi tatiller...

Editör: Deniz Temur