"Benim 3 yaş 3 aylık bir kızım var. Yemek konusu bizim için tam bir kabus. Gitmedik doktor, yaptırmadık tahlil bırakmadık. Bir yemeğin tadına bile bakmak istemiyor. Benim sinirlerim, psikolojim yıpranmış durumda. Nasıl davranacağımı şaşırmış durumdayım. Ağzına adığı yiyecekleri ağzında tutuyor. Yemek saatlerimiz 1.5- 2 saati buluyor. Sonunda zaten ya yemeyerek ya da ağlayarak zorla yiyerek bitiyor. Bana bir yol gösterin. "
Yemek yemeyen çocuk öykümüz bu. Benzer öyküye sahip yüzlerce anne ve çocuk olduğuna eminim. Çocuklarda yeni yiyecekleri denememe, besinleri uzun süre ağızda tutma çok sık karşılaştığmız besin reddi türüdür.
Gelin bugün bugün böyle bir durumda neler yapılabilir, birlikte bakalım.
İLK İŞ YEMEK REDDİNİN NEREDE BAŞLADIĞINI BULMAK OLMALI!
Çocuklarda yeme sorunları yaşayan ailelerin düştüğü en büyük hata mevcut duruma odaklanmak oluyor. Örneğin, çocuk 3 yaşında ve yemekleri ağzında tutuyor. Aileler ilk refleks olarak şuan yaşadıkları sorunu çözmek için harekete geçiyorlar. Ağzında yemek tutan çocuğu bu davranışı bırakması için zorluyorlar mesela. Oysa ki çocuklarda yeme sorunlarını aşmak için ilk yapmanız gereken şey sorunun başladığı yeri tespit etmek ve oraya geri dönmek olmalı.
Çocuğunuz ilk ne zaman yemekleri reddetmeye başladı?
Çocuğunuz beslemek ilk ne zaman sizin için zorlu bir sürece dönüşmeye başladı?
Çocuğunuz besinleri reddetmeye başladığında kaç yaşındaydı ve yaşının getirdiği duygusal ve fizyolojik ihtiyaçlar neydi?
Çocuğunuz yemekleri reddetmeye başladığında siz nasıl bir psikolojideynizi, evinizdeki duygusal ortam nasıldı?
Çocuğunuz yemekleri reddetmeye başladığında hayatınızda büyük bir değişiklik olmuş muydu? (Annenin işe başlaması, kardeş doğumu, bakım veren değişikliği, zorla memeden ayrılma vb.)
Çocuğunuz yemekleri reddetmeye başladığında siz ne yaptınız, onu nasıl beslediniz?
Bu soruların yanıtlarını bulup, objektif bir şekilde durumu değerlendirmeniz şart. Zira yeme sorunlarının nerede başladığını bulup, o dönemin ihtiyaçlarına geri dönüp karşılamak gerekir. Çocuklar eksik kalan deneyimlerini, duygusal boşluklarını tamamlamadan doğru ritimde yemek yiyemezler.
Biraz daha detaylandırmak gerekirse...
Örneğin çocuğunuz 1 yaşında yemekleri reddetmeye başladı, 2 yaşına doğru durum daha da kötüleşti ve siz onu bu süreçlerin tamamında oyalayarak, zorlayarak, gezinerek vs. bir şekilde beslemeyi başardınız ama artık hiç bir yöntem işe yaramaz oldu.
Dönmeniz gereken yer 1 ve 2 yaş evresidir!
Bu iki dönemde çocuklar neden yemekleri reddeder, beslenme becerilerinin gelişmesi için nelere ihtiyaç duyarlar öğrenip günlük rutininiz bu bilgilerle yeniden inşa etmelisiniz.
1 yaşında çocuklar neden yemek yemez?
2 yaşında çocuklar neden yemek yemez? sorularının yanıtlarını bu linklere tıklayarak bulabilirsiniz.
YEMEK YEMEYEN ÇOCUĞUNUZU DOKTOR KONTROLÜNDEN GEÇİRİRKEN DİKKATLİ OLUN!
Çocuğunuz yemek yemiyorsa ve onun gelişiminden endişe ediyorsanız tıbbi bir tarama yaptırmanızı tavsiye ederim. Ama çocuğunuzu hırpalatmadan!
Çoğu aile 'çocuğum yemek yemiyor neden?' sorusunun yanıtını tahlillerde, doktor kontrollerinde arar. Doktorların onlara çocuklarının neden yemek yemediğini söylemesini ve bir reçete yazıp sorunu çözmesini isterler. Ancak vakaların yüzde 95'inde tıbbi bir sorun çıkmaz hatta çocukların hem gelişimleri hem de tahlil sonuçları iyi veriler verir.
Hastanede iyi sonuçları alan aileler ilk başta rahatlasa da evdeki yemek yeme sorunları sürdüğü için kısa sürede yeniden soluğu hastanede alırlar. Bu kez çocuklar daha ileri tetkiklere maruz kalır. Öyle ki çocuklar bu aşamalarda, endoskopi, kolonoskopi gibi zorlu tıbbi görüntüleme deneyimleri yaşarlar. Yine vakaların çok büyük bir kısmında bir sorun çıkmaz.
Bu zorlu hastaneye deneyimleri sonrası çocuklar çoğunlukla 'daha zorlu yiyiciler' haline dönüşürler. Psikolojik ve fizyolojik olarak yaşadıkları korku ve travmanın etkisiyle çoğunlukla kendini yemeklerden kaçmak olarak gösterir. Özellikle de hastane deneyimi öncesi ve sonrasında aileler çocuklarına 'Bak yemeğini yemezsen doktora gideriz, doktora gitmek istemiyorsan yemeğini ye, yemek yemezsen hasta olursun doktora gideriz vb.' sözlü telkinlerde bulunuyorsa yeme sorunları her geçen gün artar, artar.
ÇOCUĞUNUZ NEDEN YEMEK YEMEDİĞİNİN YANITINI HASTANEDE DEĞİL, EVDE ARAYIN!
Çocuğunuz yemek yemiyorsa ve ilk aşama tıbbi taramalar sağlıklı bir gelişim tablosu çiziyorsa çocuğunuzu hastane hastane gezdirmekten vazgeçin. Çocuğunuz doktor ve hastaneyle tehdit etmeyin. Çünkü çözüm çoğunlukla hastanede değil evdedir.
Çocuklar ancak evdeki duygusal destekler arttıkça, besinlerle ilgili deneyimleri güçlendikçe ve kendi tercihleri değerli görülmeye başlandıkça yeme sorunlarını aşarlar. Bu nedenle travmadan uzak, çocuğun duygusal olarak güçlendirildiği bir aile ortamı ve beslenme deneyimi yaşaması üzerine odaklanın.
Bu konuda ne yapacağınızı bilmiyorsanız ilk olarak yapmanız gerekenleri anlattığım 'Çocuğu yemek yemeyen ailelerin yapması gereken ilk 3 şey!' başlıklı yazımı bu linki tıklayarak okuyabilirsiniz.
ÇOCUKLAR NEDEN YEMEKLERİ AĞIZLARINDA TUTAR?
Gelelim 'çocuklar neden yemekleri ağızlarında tutar? sorusunun yanıtlarına...
Çocuklar yemek yemek istemediklerinde 3 savunma geliştirirler.
Bu savunmaların ilki ağızlarını açmamak, kafalarını çevirmektir.
Bu çocuk dilinde 'Şuan yemek yemek istemiyorum ya da şuan bir şey beni zorluyor yemek yiyemiyorum' demektir. Bu aşamada ailelerin bir kaç teklif sonrası durması ve beslemeyi bırakması gerekir.
Eğer bakım verenler bu aşamada durmaz, çocuğu zorlar yada oyalayarak beslemeyi sürdürürse bir süre sonra ikinci aşama olan 'ağızda tutma' başlar.
Ağızda tutma davranışı ise çocuk dilinde 'Şuan yemek yemek istemiyorum, bir şey beni zorluyor yiyemiyorum ama ısrarlara ve baskılara dayanamadığım için ağzımı açıyorum, fakat çiğnemiyorum, yutmuyorum' demektir. Aslında çocuğunuz yemeğini ağzında tuttuğunda halen ilk aşamadaki durumdadır. Sadece bakım verenin yarattığı baskıya direnç gösterememektedir. Bu aşamada durmayı ve beslemeye devam etmemeyi şiddetle tavsiye ediyorum. Zira üçüncü aşama işleri tamamen yolundan çıkabilir.
İlk 2 aşamada durmadınız ve bir şekilde çocuğunuzu beslemeyi sürdürdünüz. Saatler sürse de çocuğunuz bir kaç kaşık yemek yedi. Ama bu davranışlar ortadan kalkmadı. Muhtemelen çocuğunuzu böyle beslemeye devam ederseniz üçüncü aşamada öğürme ve kusmayla karşılaşırsınız.
BİZİM ÇOCUK YEMEĞİ GÖRÜR GÖRMEZ ÖĞÜRÜYOR
Çocuklar bakım verenlere direnç gösteremediklerinde besinleri yutarlar ancak bu yutma tam bir beslenme davranışı değildir. Çocukların büyük bir kısmı bu aşamada besinleri midelerinde tutamazlar ve kusarlar. Kusma davranışı bir kaç tekrardan sonra çocukların beslenme davranışı üzerinde asıl belirleyiciye dönüşür. Çocuklar kustukça daha yemekleri yemeye başlamadan öğürmeye ve masadan kaçmaya başlarlar. Bu aşamada yeme sorunlarını geriye döndürmek zor ve uzun süreli çaba gerektirir. Eğer bu yazıyı okuyanlar arasında çocuğuyla kusma evresine geçen aileler varsa vakit kaybetmeden profesyonel bir destek almanızı tavsiye ederim.
BİZİM ÇOCUĞUN BİR LOKMAYI YUTMASI 2 SAAT SÜRÜYOR, SONUNDA ZORLA AĞLAYARAK YİYOR YADA AÇ KALIYOR!
Gelelim 2 saat süren beslemeye...
Çocuğunuz yemek yemiyorsa lütfen saatlerinizi masada ve mutfakta geçirmeyin. 2 saat yemek yemeyen çocukla masada mücadele etmek yerine gücünüzü çocuğunuzla keyifli vakit geçirmeye harcayın.
Çocuklar öğünlerin başında bir nedenle yemek yiyemiyor olabilir. Ara verip, duygusal ve fiziksel olarak başka bir şeyler yapmasına izin vermeyip, masada saatlerde oturmaya zorladığınızda oluşan duygusal stres nedeniyle beslenme durur. Çocuğunuz aradan geçen 2 saatte 'acıksa bile' yemek yiyemez. Bu nedenle masadan uzaklaşıp, stresi oluşmadan engellemek en iyisidir.
Bir kaç kez teklif ettiniz ve çocuğunuz yemekleri istemedi.
Sakince şunu düşünün: Çocuğumun bedeni içinde değilim, onun ne hissettiğini bilmiyorum, bir nedenle yemek yiyemiyor olabilir!
Ve çocuğunuzla şöyle bir bakışla iletişim kurun: Şuan yemek yemeğe hazır değilsin, karnın acıkıncaya kadar saklambaç oynamaya ne dersin? (Çocuğunuzun sevdiği oyunlara göre çeşitlendirebilirsiniz)
Bu oyun süresince çocuğunuzu ve kendinizi duygusal olarak rahatlattığınızdan emin olun. Yani oynuyormuş gibi yapmayın, gerçekten oyun oynayın ve siz de keyif alın. Oyun oynarken aklınız yemek masasında kalmasın, çocuğunuzu yemeye ikna etmek için oynamayın. Gerçekten onu ve kendinizi oyuna katın.
Oyun sonrası bir süre sonra çocuğunuzu yeniden beslenmeye davet edin. Burada oyuncakları ve oyunu birer araç olarak kullanın. Mesela, 'Ay karnımdan gurultular geliyor, koşamıyorum, saklanacak gücüm kalmadı, çok acıktım, yemek yemem lazım' deyin. Ortama biraz mizah katın. Koltuğa yatın, 'Çok acıktım, hiç gücüm kalmadı, kalkamıyorum, bana yardım et' gibi komik, eğlenceli bir ortam yaratın.
Yemek masasına döndüğünüzde siz de mutlaka yemek yiyin ve yerken beslenmekten keyif alın. Çocuğunuz için de yemek servisi yapın ve onu yemesi için sözlü yada fiziki olarak zorlamayın. Ortamdaki keyfi sürdürücü sohbetler edin ve kendi kendine beslenmesi için destekleyin. Yemiyorsa zorlamayın. Beslenme ilişkinizi her gün bu bakışla yeniden yapılandırdığınızda ve ortamdaki stres azaldığında çocuğunuzun bir süre sonra daha sakin ve normal beslenme davranışı göstermeye başlayacağını göreceksiniz.
Hayatınızı bu bakışla yeniden inşa etmek için 'Hiç yemek yemeyen çocuğa ne yapmalı, nasıl davranmalı?' yazımı okuyabilirsiniz.
BAKIM VERENİN KÖTÜ PSİKOLOJİSİ ÇOCUKLARI YEMEKLERDEN KAÇIRIR
Çocukların sinir sistemi bakım verenlerin özellikle de anne ve babasının sinir sistemlerine bağlıdır. Ortamdaki yetişkinler gergin, öfkeli, stresli ve tahammülsüzse çocuklar besinlerden kaçarlar. Çünkü ortamdaki yetişkin stresi çocukların çok daha fazla kaygı ve korku duymalarına neden olur. Kaygı ve korkusu artan çocuklarda karın ağrısı, mide bulantısı, bağırsak hareketliliği gibi fizyolojik zorlayıcılar devreye girer. Bu fiziki zorlayıcılar 'aç olsa bile' çocukların beslenmesini engeller. Bu nedenle sakin olmak, çocuğun bedenine saygı göstermek ve onun daha hayatının başında olduğunu hatırlayıp, beslenmeyi öğrenmek için zamana ihtiyacı olduğunu bilmek ve sürekli hatırlamak gerekir.
SON SÖZ: ÇOCUĞUNUZA MI KIZGINSINIZ YOKSA SİZİ KIZDIRAN BAŞKA ŞEYLER Mİ VAR?
Bakım verenlerin çoğu ilk bakışta 'çocuğu yemek yemediği' için öfkeli olduğunu söyler. Ama aslında çocukla ilişkiyi şekillendiren, altta yatan başka etkenler bakım verenleri özellikle de anneleri sürekli uyarır. Çocuk bakmanın zorlukları, eş ve aile ile yaşanan sorunlar, annenin kendini ifade etme fırsatı bulamaması, kendine zaman ayıramaması, çocuk bakımı dışında başka hayal ve ideallerinin olması bilinaçaltında baskı yaratabilir. Bu baskı her an patlamaya hazır bir bomba gibi bekler ve çocuğunuz yemek yemediği anda patlayabilir. Aslında sizin duygu durumunuzu belirleyen çocuk dışı etkenler çocuğunuzla ilişkinizi yıpratıyor ve yeme sorunları için zemin hazırlıyor olabilir. Bu nedenle bu yazıyı okuyan her anne, baba ve diğer bakım verenler mutlaka gerçekte onların sinir sistemini neyin tetiklediğini bulmalı. Bu farkındalık bile çocukla olan ilişkiyi düzenlemek konusunda size güç verebilir, işleri kolaylaştırabilir.
'Bugün eşimle kavga ettim, canım sıkkın, öfkeliyim' diyebilin kendinize. Böyle zorlu günlerde çocuğunuzu beslerken daha esnek olun. Mesela yeni bir yiyeceği denemesi için uygun bir gün olmadığını, herkes için bir makarna yapmanın daha sağlıklı olduğunu bilin.
Siz de yaşadığınız yeme sorunlarını yorumlara yazın, sizin sorunuzu da deniztemur.com'da yanıtlayalım.