Çocuğum yemek yemiyor neden? Bu soruyu sormayan anne baba yoktur heralde. Hemen hemen her çocuk hayatlarının bir yada bir kaç döneminde beslenmeyi reddeder. Kimisi bu davranıştan bir süre sonra vazgeçer kimisi ise yıllar süren zorlu ve seçici yiyiciler olur. Her durumda aileler için çocuklarıyla yaşadıkları yeme sorunları stresli bir alan.
Başlamadan önce birkaç noktanın altını detaylıca çizmek isterim.
- Çocuğum yemek yemiyor neden? sorusunun tek bir yanıtı ve çözümü yok. Bu sorunun yanıtını bulmak için çocuğa, aileye, beslenme deneyimine detaylıca bakmak şart.
- İkinci nokta; yeme sorunları yemeklerle çözülmez! Çocuklardaki yeme sorunlarını çözmek için sorunun nedenlerini bulmanız ve sorunlu alanları düzeltmeniz gerekir.
Peki çocukları yemeklerden uzaklaştıran sorunlar neler olabilir? Hadi gelin şimdi 'Çocuğum yemek yemiyor neden?' sorusu enine boyuna masaya yatıralım.
Çocuğum yemek yemiyor neden? sorusunun yanıtlarını genel olarak 3 ana başlık altında toplayabiliriz.
Bunlar;
- Yaş faktörü
-Beslenme deneyimdeki yanlışlıklar
-Ortam etkileri
Gelin şimdi bu başlıkları detaylandıralım!
1- ÇOCUKLARIN YEMEK YEMEYİ KESTİKLERİ YAŞ DÖNEMLERİ
Çocuklar her yaşta ve kritik gelişim eşiğinde farkı beslenme davranışı gösterirler. Bu dönemlerin hepsinde beslenmeyi zorlaştıran fiziksel yada psikolojik etkenler vardır. Bu etkenleri, çocuğun neden yemek yiyemediğini anlamak bakım verenlerin süreci daha sağlıklı yönetmesini sağlar.
EK GIDAYA GEÇİŞ
Ek gıdaya geçiş dönemi kuşkusuz çocuklar için en zorlu beslenme evresidir. Uzun süre anne sürüyle beslenen, sıvı tüketmeye alışık bebekler ağızlarına katı gıdalar konulduğunda ilk tepki olarak ne yapacaklarını bilemezler. Ek gıdaya geçiş döneminde çocukların ağızlarından yiyecekleri çıkarması, besinleri tükürmeleri, atmaları normal gelişimlerinin bir parçasıdır. Bu dönemde aileler kaygılanmamalı, sakince besinleri sunmayı sürdürmeli, 'yemese bile' oynaması için besinleri çocukla buluşturmalıdır. Çocuklar için beslenmeyi öğrenmek demek aynı zamanda çevreyi de izlemek demektir. Bu nedenle çocuğunuza ek gıda sunarken mutlaka bakım verenler de beslenmeli. Mümkünse aynı gıdaları. Ek gıdaya geçiş dönemini 'çocuğum yesin, büyüsün, kilo alsın' diye kullanmak yerine, 'besinleri, beslenmeyi öğrensin' diye geçirmek uzun vadede çok daha sağlıklı sonuçlar verecektir.
1 YAŞINDA ÇOCUKLAR NEDEN YEMEK YEMEYİ KESER?
Çocukların en keskin besin reddi davranışı gösterdikleri dönem 1 yaştır. Çoğu aile '1 yaşında bebeğim yemek yemiyor' diye üzülür, dertlenir. Hayatın ilk 1 yılı insanların en hızlı büyüdükleri dönemdir. Bu hızlı büyüme 1 yaşla birlikte yavaşlar. Büyümedeki bu yavaşlama çocukların ihtiyaç duydukları kalori miktarını da önemli ölçüde azaltır. Bu nedenle çocuklar ek gıda döneminde sorunsuzca besinleri kabul etseler bile 1 yaş döngüsünde yaşanan 'beslenme gerilemesi' nedeniyle yemekten uzaklaşırlar. Çoğunlukla çocuklar öğünlerin birini yada her öğünde sunulan besinin büyük bir miktarını reddederler. Burada çözüm çocuğun öğün aralarını açmak, açıkmasına fırsat vermek, kendi kendine beslenmesini desteklemek ve her ne şartla olursa olsun 'zorla beslememek'tir.
1 yaş dönemi aynı zamanda çocukların hareket etmeye başladıkları ve hareket etmekten keyif aldıkları bir dönemdir. Bu hareketlilik hali çocukların uzun süre bir yerde sabit kalmalarını zorlaştırır. Bu zorlanma hali kendini en çok mama sandalyesinde ve yemek anında gösterir. Bu nedenle aileler çocuklarının öğünlerden önce hareket ve oyun ihtiyacını karşıladıklarından emin olmalı. Sofraya oyundan ve fiziki aktiviteden keyif almış bir çocuk olarak oturmalı.
2 YAŞINDAKİ ÇOCUKLAR NEDEN YEMEK YEMEZ?
Gelelim zorlu 2 yaşa...
'2 yaşında çocuğum yemek yemiyor, önceden her şeyi yerdi şimdi sadece makarna, pilav, poğaça istiyor' dediğinizi duyar gibiyim. 2 yaş çocuklar için hem fiziksel hem de psikolojik zorlanmaların yaşandığı önemli bir değişim sürecidir. Bu dönemde çocuklar oral dönemden çıkıp anal döneme girerler. Bu geçiş, genital bölge hislerini fark ettikleri, dışkılama, idrar yapma gibi boşaltım sistemi huzursuzluklarını fark ettikleri, kakalarını tuttukları, idrar yapmanın yarattığı keyfi hissettikleri dönemdir. Aynı zamanda karın ağrısı, kaka çıkışının acısı, gaz sancıları gibi süreçlerin de huzursuzluğunu yaşarlar. Çocuklar bu hislerin ve huzursuzlukların çoğunu beslenme sırasında ve sonrasında daha yüksek yaşarlar. Yemek yedikçe kakaları gelir, beslenme sürdükçe karın ağrıları olur, hazım sorunları yaşarlar. Bu zorlanmalar çocuklar için kısa sürede 'yemek yiyince karnım ağrıyor, kakam geliyor demek ki yemekler kötü' gibi basit çıkarsamalar yaparlar ve beslenmekten kaçmaya başlarlar. Çoğunlukla bu dönemde fiziksel olarak daha az zorlayan, tat ve dokusuna alışık oldukları, basit özellikle de karbonhidrat bazlı besinleri tercih ederler. Bu dönemde bakım verenlerin kaygısız, sakin bir şekilde süreci yönetmeleri yeme sorunlarını kalıcı olmaktan koruyacaktır. Bu dönemde 'yesin de nasıl yerse yesin' diyerek zorla besleme, yetişkin kontrolünde besleme, ihtiyaçtan fazla besleme, ekranla vb oyalayarak besleme gibi yöntemler çocukların daha az beslenmesine ve daha çok beslenme karşıtı direnç göstermesine neden olacaktır. Bu nedenle besinleri sunmayı sürdürmek, çocuğun bedenine saygı duymak, çocukla besinler aracılığıyla oyunlar oynamak, mutlaka herkesin beslendiği yemek düzenleri kurmak faydalı olacaktır.
3-4-5 YAŞINDAKİ ÇOCUKLAR NEDEN YEMEK YEMEZ?
Eğer 3 yaşından önce çocuğunuzda hiç yeme sorunu yoksa, her şey yolundaysa ve 3 yaşında birden yemek yemeyi kestiyse öncelikle tıbbi bir sorun olup olmadığını anlamak için doktor kontrolüne gidin. Geniz eti, orta kulak intihabı, kan değerlerindeki düşüş gibi nedenler çocuklarda ani iştah kaybına neden olabilir. Eğer çocuğunuz tıbbi olarak sağlıklıysa ve hiçbir sorun tespit edilmesiyle o zaman duygusal olarak zorlandığı alanlara odaklanın. Okula başlamak, kardeş doğumu, annenin işe dönmesi, bakım veren değişikliği, ani korkuların gelişmesine neden olan deneyimler vb. çocuklardaki kaygıyı arttırabilir. Artan kaygı çocuklarda beslenmeyi zorlaştırır. Çünkü kaygılı ve yüksek stres altındaki çocuklarda mide bulantısı, karın ağrısı gibi fizyolojik tepkiler yüksek düzeyde yaşanır. Bu hisler doğrudan beslenmeyi engeller. Çocuğunuzun duygusal zorlanma alanını bulun ve onu güçlendirin. Oyunlar oynayın, kaliteli zaman geçirin, duyguları ve hisleri hakkında konuşmasına yardımcı oyun yöntemlerini kullanın ve asla yemek yemesi için zorlamayın.
Eğer çocuğunuz 3 yaş öncesi yukarıda yazdığım 1 ve 2 yaş döngüsünde yemek yeme sorunu yaşamaya başladıysa ve yaşı ilerlemesine karşın halen aynı davranışları sürdürüyorsa çocuğunuzun beslenme deneyimine, korku ve kaygılarına, beslenme ortamındaki stres ve duygulara odaklanın derim. Çocuğumu beslerken sakin miyim, çocuğum besinlerle kendi kontrolünde yeterince temas ediyor mu, beslenme ortamında stres var mı, çocuğumun kendi kendine beslenmesine fırsat veriyor muyum? gibi daha çok bakım verenlerin tutumuna ve ail ortamının duygusuna odaklanmak gerekir.
ÖNEMLİ BİR HATIRLATMA! Çocuklarda uzun süreli beslenme reddi ve yeni yiyecekleri deneyememe durumu uzadıkça profesyonel destek almak gerekebilir. Böyle bir durum yaşıyorsanız destek almaktan korkmayın ve çözüm için aktif çaba sarf edin. Çocuğunuz ve sizin için bu sorunların çözülmesi adına çok sayıda yöntem ve kolaylaştığı uygulama olduğunu hatırlayın.
2- BESLENME DENEYİMİNDEKİ YANLIŞLAR
Çocuğum yemek yemiyor dediğimizde bakmamız gereken ikinci alan ise beslenme deneyimleridir. Çocuğun erken dönemden itibaren nasıl beslendiği, beslenme davranışının karakterini oluşturan önemli bir etken.
Bu aşamada;
- Kendi kendine beslenme şansı bulamamış çocuklar
- Yiyeceklere dokunma onlarla oynama imkanı sunulmamış çocuklar
- İhtiyaçtan fazla beslenen çocuklar
- Zorla bir yetişkin tarafından beslenen çocuklar
- 'Karnı aç' diyerek sürekli besin sunulan, az da olsa sık sık besin tüketen çocuklar
- Paketli gıda tüketimi kontrol dışına çıkmış çocuklar
- Çiğneme kabiliyeti gelişmemiş, uzun süre blender edilmiş yiyecekler tüketen çocuklar
Yemek yemeyi reddeder.
Çünkü, çocuklar nesnelere hakim olmak isterler. Bu ihtiyaç besinler için de geçerlidir. Kendi kendine beslenme imkanı sunulmayan, yiyeceklere dokunmasına ve onlarla oynamasına izin verilmeyen çocuklar bir süre sonra özellikle de yeni besinler önlerine konduğunda yiyeceklerden korkmaya ve kaçmaya başlarlar. Aynı durum sürekli yetişkinler tarafından beslenen çocuklar da vardır. Bu noktada 'çocuk aç kalır' endişesinden sıyrılıp, beslenme sürecini yavaş yavaş, destekleyici bir duyguyla çocuğa devretmek gerekir. Miktarlara takılmamak en önemli eşiktir.
İhtiyaçtan fazla beslenen çocuklar, büyüyüp de buna tepki gösterebilir hale geldiklerinde yiyecekleri reddetmeye başlarlar. Çünkü fazla beslenme çocuklarda hazım ve dışkılama sorunları yaratır. Çocuk bu sorunları hissetmemek için net bir tavırla besinleri istemez. Bu çocukları çoğu '2 kaşık yiyor masadan kaçıyor' diye tabir edilen çocuklardır. Burada da yapılması gereken 'aç kalacak' kaygısından uzaklaşıp beslenme kontrolünü çocuğa bırakmak olacaktır. Ne kadar yediğine, sadece açlık-tokluk dengesine odaklanmak yanıltıcı olabilir. 'Çocuğum aç yesin demek yerine çocuğum daha fazla yiyemiyor, belki bir sorunu, bir huzursuzluğu var. Ben onun bedeninde olanları bilemiyorum' demek daha sağlıklı bir bakış açışı geliştirmeye yardımcı olacaktır.
Aynı şekilde karnı aç diyerek sürekli yiyecek sunulan, küçük küçük atıştırmalıklar verilen çocuklar açlık hissini yaşamayamaz ve öğrenemez. Açlık hissi oluşmadan sunulan her besin, çocuğun ana öğündeki iştahını baskılayan ana unsur olur. Çocukların öğünleri arasında acıkmalarına fırsat verecek nitelikli aralıklar bırakmak ve açlık hissini yaşamalarına fırsat vermek işleri yoluna sokabilir.
Gelelim paketli gıdalara... Abur cubur yada atıştırmalık olarak da adlandırılan bu yiyecekler kısa sürede çocukların favorisi olurlar. Çünkü lezzetleri normal yemeklerden çok daha güçlüdür. İçlerinde keyif verici katkılar olması çocukların yerken mutlu hissetmelerine neden olur. Aynı zamanda paketli gıda tüketimi sırasında yetişkin baskısı da ortadan kalkar. Kimse çocuğu daha fazla çikolata, gofret yesin diye baskı yapmaz. Çikolatayı çocuğun ağzına zorla sokmaz. Tüm bu etkenler dikkate alındığında çocukların ihtiyaç duyduğu asıl beslenme ortamı paketli gıda tüketimiyle oluşur. Bu da çocukarın bu tür ürünleri gün geçtikçe daha çok talep etmelerine, tükettikçe normal yemekleri yemeye ihtiyaç duymayacak tokluk seviyesine ulaşmalarına neden olur. Eğer çocuğunuz paketli gıda tüketimi konusunda kontrolü eline aldıysa yapmanız gereken ilk şey bir yetişkin olarak miktarları kısıtlamaya gitmek olmalı. Ancak burada bir noktanın altını çizmek isterim. Paketli gıda tüketimi evde yaygın bir alışkanlıksa sadece çocuğunuzun yediği miktarı kontrol etmeye çalışmak işe yaramaz. Evdeki tüm bireylerin tüketiminin de sağlıklı noklara çekilmesi ve eve giren paketli gıdaların miktarının azaltılması gerekir.
Ve çiğneme kabiliyeti gelişmemiş çocuklar. Eğer çocuğunuz simit, kuruyemiş, meyve, köfte gibi yiyecekleri çiğneyebiliyor ancak sulu yemekleri yerken çiğneyemiyor, öğürüp çıkarıyorsa burada deneyim eksikliği olduğunu söylemek doğru olacaktır. Çocuklar eğer erken dönemde katı, sıvı karışımı olan besinleri tüketmeye alıştırılmadıysa ilerleyen yaşlarda bu iş zorlaşır. Ancak yine de çocukların alışması için yöntemler olduğunu bilmek önemli. Mesela, yiyecekleri suyundan ayırıp tanelerini sunmak, yoğurt, ekmek gibi kolaylaştırıcılarla sunumlar yapılabilir. Bu durumda çocuğun bir yetişkin tarafından beslenmemesi, yeni yiyecekleri kendi başına ağzına götürmesi önemli. Aksi halde kusma, öğürme gibi davranışlar oluşabilir ve sürekliliği halinde beslenme reddi kronik bir hal alabilir.
Eğer çocuğunuz 3-3,5 yaşını geçtiyse ve hiçbir besini çiğneyemiyorsa önce bir doktor kontrolüne gidin. Tıbbi bir sorun yoksa bir ergoterapistten çiğneme eğitimi desteği alabilirsiniz.
3- ORTAM ETKİLERİ
Çocuğum yemek yemiyor diyen ailelerin çoğu besinlere ve çocuğa odaklanırlar. Bir kısmı sürekli yeni ve farklı yemekler yaparak çocuğa sunarken, bir kısmı da çocukta bir sorun olduğunu düşünerek çözüm bulmaya çalışır. Çok az ebeveyn yeme sorununu çözmek için aile ortamını, evdeki iletişim şeklini, beslenme sırasında ortamda oluşan duygu ve konuşmalara. yetişkinler arasındaki iletişimin şekline odaklanır. Oysa ki çocuklar duygusal beyinleriyle hayata tutunurlar. Duygular her deneyim ve davranışın temelini oluşturur onlar için. Bu nedenle çocuğunuzun yeme sorununu çözmek istiyorsanız ortamda etkili olan aşağıdaki duygu ve deneyimlerin değişmesine odaklanmanız gerektiğini bilin.
- Stres altında zorla besleme
- Yetişkinden uzak, tek başına beslenme
- Anne baba arasındaki gergin, stresli iletişim
- Farklı ortamlarda beslenme deneyimi eksikliği
- Fiziki aktivite yetersizliği ve ebeveynle yetersiz temas
Stres olan bir ortamda çocuklar 'aç bile olsalar' yemek yiyemezler. Bu nedenle her hal ve koşulda yetişkinlerin sakin ve destekleyici bir psikoloji de olmaları önemli.
Çocuklar için beslenme sadece yiyecekleri ağza götürerek öğrenilecek bir şey değildir. Çocuklar çevrelerindeki kişilerin beslenme davranışlarını izleyerek yemek yemeyi öğrenirler. Tek başına beslenen çocuklar yetersiz beslenme deneyimi yaşar. Bu yetersizlik kendini özellikle yeni yiyecekler onlara sunulduğunda reddetme şeklinde gösterir. Tek başına beslenen çocukları yeni yiyeceklere alıştıramazsınız. Bu nedenle mutlaka bir yada birden fazla kişiyle aynı anda beslenme deneyimi yaşadıklarından emin olun.
Çocukların normal şartlarda 3 ebeveyni vardır. Annesi, babası ve annesi ile babası arasındaki ilişki. Eğer 3. ebeveyn olarak adlandırdığımız 'ilişki' faktöründe stres, öfke, iletişimsiz, mutsuzluk, anlaşamama, kavga hali hakimse çocuklar beslenmekte zorlanır. Hele ki anne baba arasındaki ilişki beslenme sırasında gergin, öfkeli ve zorlu bir hal alıyorsa 'çocuklar aç bile olsa' yemek yiyemezler. Bu nedenle ebeveynlerin iletişim şeklini pozitif tutması yeme sorunu olan çocukları için yapabilecekleri en iyi şey olacaktır.
Yetersiz fiziki aktiviteye gelince... Çocuklar enerji harcar ve bu enerjiyi yerine koymak için beslenirler. Eğer yeterli enerji harcaması yoksa besine de ihtiyaç azalır. Basit matematiği hatırlamak da fayda var. Çocuklar aynı zamanda açık alanda, kaba motor becerilerin kullandıkları fiziki aktiviteleri yaptıkça stresleri azalır ve değişimlere daha uyumu hale gelirler.
Ebeveynlerle yeterli teması olmayan, ebeveynleriyle yeterince kaliteli zaman geçirmeyen çocuklar da beslenmeyi reddederler. Bunun en önemli nedeni beslenme sırasında çocukların ihtiyaç duyduğu ebeveyn dikkatine sahip olmaları yatar. Daha fazla birliktelik ve ebeveyn dikkati için daha zorlu beslenme davranışını geliştirirler.
Tavsiyem çocuğunuzla açık alanda kaliteli zaman geçirecek aktiviteleri hayatınızın merkezine koymanız olacak. Bu ikiliyle çocuğunuz duygusal olarak destekleyebileceğiniz gibi rahatlamasına, yeni deneyimlere daha cesaretli olmasına yardımcı olabilirsiniz.
Son olarak da ev dışı ortamlarda beslenme deneyimi eksikliklerine bakalım. Çocuklar evde bir şekilde beslenmeyi başarıyor ancak evden çıkınca özellikle de okul, kreş gibi ortamlarda beslenemiyorlarsa kontrollü bir şekilde ev dışı ortamlarda beslenmesini destekleyecek düzenli aktiviteler yapın. Ailece bir restorana gitmek, akraba ziyaretlerinde bulunmak, akranlarla birlikte beslenme deneyimi yaşayacağı ortamlar planlamak (parkta piknik, çocuk partisi, komşu ziyareti gibi) işleri zamamla yoluna sokabilir. Burada dikkat edilmesi gereken farklı bir ortamda çocuğa sürekli yemesi için baskı kurmamak, yiyecekleri sunmak ve deneyim için ona alan açmak, yesin diye başka çocukları örnek göstermemek önemli.
Umarım bu yazı 'Çocuğum yemek yemiyor' diyen tüm ailelere yardımcı olur ve yol gösterir.
Sen de çocuğunla yeme sorunu yaşıyorsan yorumlara yazabilirsin yada yeme sorunları danışmanlığı almak için benimle iletişime geçebilirsin.